Saç Dökülmesi Tedavisi

Her bireyin her gün 50 ila 100 saç teli arası kaybının olması normal bir durumdur. Saç kaybının saç dökülmesi olarak adlandırılabilmesi için dökülen saçların yerine yenilerinin aynı hızla gelmemesi gerekir. Bu dengenin bozulması saçların eksilmesine ve alopesi denilen sorunun ortaya çıkmasına neden olur. Saç dökülmesine zamanında müdahale edilmesi saç dökülmesinin önlenebilmesi, saç köklerinin güçlenebilmesi, saçların gürleşebilmesi gibi faydaları beraberinde getirerek saç transplantasyonu ihtiyacını ortadan kaldırabilir.

Saç Dökülmesi Tedavisi Nedir?

Saç dökülmesi mevsimsel değişiklikler, demir eksikliği, stres, hormon bozuklukları, cilt hastalıkları, genetik etkenler, yanlış beslenme ve bazı hastalıklar başta olmak üzere farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan saç dökülmesinin giderilmesi amacıyla uygulanan tedavilere saç dökülmesi tedavisi denilir.

Saç Dökülmesi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Saç dökülmesi tedavisinin nasıl yapılacağı saçın yapısal özellikleri, dökülme tipi, dökülme nedeni ve derecesi gibi etkenlere göre değerlendirilir. Hastanın ihtiyaçlarına uygun saç dökülmesi tedavisi protokolü uygulanması tedavinin başarısı açısından çok önemlidir.

Saç dökülmesi beslenme yetersizliğine bağlı olarak mineral ve vitamin eksikliklerinden kaynaklanıyorsa ilk olarak kişinin protein ve vitamin yönünden zengin bir beslenme düzeni benimsemesi gerekir. Tiroit bozukluğu ya da farklı bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkan saç dökülmesi problemlerinde öncelikli hedef altta yatan hastalığın tedavi edilmesi olmalıdır. İhtiyaç duyulduğu takdirde bu tedaviler saç köklerini güçlendirmeye yönelik mezoterapi, PRP ve kök hücre tedavileriyle desteklenebilir.

Erkek tipi ve kadın tipi saç dökülmesi tedavisi amacıyla uygulanan yöntemlerin başında mezoterapi, PRP ve kök hücre tedavisi gelir.

Saç mezoterapisi, kıl kökleriyle saç tellerinin gereksinim duyduğu vitamin, peptit ve amino asitlerin saçlı deriye enjeksiyonuyla uygulanan bir yöntemdir. Serumlar bölgedeki kan dolaşımını hızlandırma, peptitler saç köklerini ve deriyi besleme görevini üstlenir, saç büyümesi sürecini hızlandırır. Böylece kan dolaşımı buna bağlı olarak da saç derisinin kalitesi artırılır ve kıl kökleri güçlendirilir.

PRP yönteminde kişinin kendi kanı işlemden geçirilerek elde edilen trombositler saçlı bölgeye enjekte edilir. Trombositlerde vücudun kendini iyileştirme gücünü artıran büyüme faktörleri bulunur. Enjeksiyon yoluyla bölgedeki hücreler uyarılır.

Kök hücre tedavisi kapsamında saça, çok yoğun büyüme faktörleri enjekte edilir. Uygulanan yöntem saç hücrelerinin beslenmesini, kıl köklerinin güçlenmesini, saçların canlılık ve parlaklık kazanmasını sağlar.

Saç Dökülmesi Tedavisi Kimlere Yapılır?

Saç dökülmesi tedavisi, çeşitli nedenlere bağlı olarak saç dökülmesi sorunu yaşayan kişilere uygulanır. Saç dökülmesi tedavisinin başarılı olması için saç dökülmesinin nedenine ve derecesine göre kişi özelinde doğru yöntem belirlenmelidir.

Saç Dökülmesi Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Saça şekil verme amacıyla sprey, jöle gibi kimyasal özellikler içeren ürünler kullanılmamalıdır. Saç tellerini zedelemesinin yanı sıra saç köklerine zarar verme riski de bulunan perma, Brezilya fönü, saç düzleştirme, saç rengini açma ve maşa gibi uygulamalardan uzak durulmalıdır. Islak saçlar hasar almaya daha açık olduğundan saçlar ıslakken taranmamalı ve sert bir şekilde fırçalanmamalıdır. Saçlar boyanıyorsa açık renklerdense koyu renkli boyalar tercih edilmelidir. Çünkü açık renk tonlarında peroksit daha fazla kullanılır ve saç daha fazla zarar görür.

Saç kurutma makineleri aşırı sıcak derecede kullanılmamalı ve kurutma sırasında makine saçlara çok yakın tutulmamalıdır. Saçların sık yıkanması, saçlı deriden salgılanan sebumu sürekli olarak uzaklaştırdığından gereğinden fazla yıkama yapılmamalıdır. Saçlar şampuanla yıkanırken saç telinin tüm uzunluğuna odaklanmak yerine saç köklerinin olduğu deri kısmının temizlenmesine öncelik verilmelidir.

Saçlar güneşten korunmalı, sigara kullanımının saç sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi göz ardı edilmemeli ve düşük proteinli diyetler uygulamamaya özen gösterilmelidir.